Abidin Sever

HAC İBADETİ

(...) Çoluk çocuğumuz bile bizim için bir imtihandır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır”(Enfal:8/28. Oğluna olan sevgin bile, seni deneme yoludur. Hz. İsmail’in sevgisi Hz. İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında onun tek zayıf yönü olmuştu bu. (...)
DEVAMI

 
Hulusi Kaya
  Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır

(...)Bununla birlikte Osman’lının hizmetleri de Kahireyi kuşatmış. Yapılan her eser ya onarılmış ya ilave edilmiş veya yeni yapılmış. El Ezher camisinden tutun da, Kahire kalesi dahil olmak üzere, Amr İbnul As cami gibi, Hz. Hüseyin Cami gibi kahire başyapıtlarında mutlaka izleri bulunuyor. Şimdi adım adım gezimizin detayları. (...)
DEVAMI

 
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
 
Arama Yap

Google



 
Misafir kalem Alibeke Koçak'ın kaleminden
Peygambere Göre Aile Hayatı‏

Peygamber Efendimiz (sas) şefkat kahramanıdır. Aile içi anlaşmazlıklarda hiçbir zaman şiddet yolunu öğütlememiştir. Kur’an-ı Kerim’in ilk müfessiri ve yorumcusu Peygamberimiz (sas)’dir. Kur’an’da geçen emirleri O’ndan daha doğru ve net şekilde anlayan birini düşünmek mümkün değildir. Öyle ise kadın dövme konusunda Peygamberimiz (sas)’in aile hayatına bir bakalım. O’nun örnek aile hayatında var mı böyle bir kadın dövme olayı?

Efendimiz (sas)’in aile hayatında kadın dövmeyi teşvik değil, ayıplama sözlerini okumak mümkündür.

Hanımına karşı şiddet kullananlara, akşam yatağına alıp da birlikte yatacağı ailesini gündüz döven adamı ayıplayan ikazdan sonra sözlerini şöyle bağlamıştır:

- Bana göre sizin hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır!

Bundan sonra ailesine karşı hayırlı olma örneğini de bizzat kendi aile hayatında vermiştir.

Nitekim bir defasında Aişe validemizle bir konuda anlaşamamışlar, farklı düşünmüşler.

Aişe validemiz öyle değil şöyle, demiş. Efendimiz de hayır öyle değil böyle, demiş.

Akla gelir ki Efendimiz (sas) sert bir karşılık vererek hanımını susturup sonucu kendi dediği şekilde bağlamıştır. Hayır, gerçek öyle değildir. Efendimiz’in teklifi şöyle olur:

- Aişe! sen öyle değildir böyledir diyorsun; ben ise hayır öyle değil şöyle, diyorum. Bu işin sonu nasıl olacak? Senin dediğin mi olacak benim dediğim mi? İstersen babanı çağır, durumu ona anlatalım, onun hakemliğine razı olalım. O ne derse öyle olsun. Razı mısın?

- Elbette!.. diyen Aişe validemizin babası Hz. Ebu Bekir (ra) gelir, aralarında hakem olur. İşte bu sırada ibretli bir karşılıklı konuşma geçer.. Efendimiz (sas):

- Sen mi önce anlatacaksın ben mi? diye sorar. Aişe validemiz:

- Sen önce anlat; ama doğru anlat! deyiverir. Bu doğru anlat! Sözcüğü baba Hazreti Ebu Bekr’in beyninde şimşek gibi patlar ve der ki:

- Allah’ın Rasûlü eğri de anlatır mı ki böyle bir şart ileri sürüyorsun? Bundan sonra elini kaldırıp kızına ikaz darbesini indirmek üzere iken Efendimiz (sas)’in şefkatli gönlü razı olmazda der ki:

- Ya Eba Bekir, biz seni buraya aramızda hakem olasın diye çağırdık, yoksa kızını dövesin diye değil!

Böylesine haklı bir zeminde bile Efendimiz (sas)’in şefkatle dolu kalbi, dövmeye de, dövülmeye de izin vermemiş, rıza göstermemiştir. Kendi sünnetinde, özel hayatında da asla kadın dövme örneği vermemiştir. Tekrar ettiği sözü hep aynı olmuştur:

- Bana göre sizin hayırlınız, ailesine de hayırlı olandır!. Evlilikte iletişimin altın kuralları

* Önce kendinizi tanıyın, duygularınızın farkında olun.

* Eşinizi anlayabilmek için gayret edin, sürekli anlaşılmak için beklemeyin.

* Artık evlendiğinizi, yetişkin olduğunuzu, bazı yeni sorumluluklar yüklendiğinizi kabul edin.

* Her sorun çıktığında ‘ben babamın evine gidiyorum’ veya ‘ceketimi alır çıkarım’ demek çözüm değil. Yapıcı olmaya, kendi yuvanızın bağlarını kuvvetlendirmeye çalışın.

* Sorun çıktığında taraf tutacak hakemler tayin etmeyin. Kişileri değil, olayları değerlendirecek hakem bulun.

* Birbirinizi tanıdıktan sonra ‘Eşimle ne zaman, hangi üslupla, nasıl iletişim kurabilirim’ sorusunun cevabını biliyor olmalısınız.

* Neyi, nerde, nasıl söyleyeceğinizi hesap edin. Eşinizin hassasiyetlerini dikkate alın.

* Yeri geldiğinde özür dilemeyi bilin. Gurur yapmayın.

*Sorunları biriktirmeden çözüme kavuşturun. Her seferinde geçmiş hadiseleri beri çekmeyin. Alıntı:Ahmet Şahin'den

Alibeke Koçak, 13 Temmuz 2008, pazar / Konya

 Bu yazı 2785 defa okundu.
Önceki yazılar...
1

Essalamün Aleyküm

2

Vazifen Ey Nefsim

3

Yolculuğa varmısın?

4

Gülerek Gitmek

5

Hayat ve memat arasında insan!...

6

Peygambere Göre Aile Hayatı‏

7

ADAB-I MUAŞERET(AHLAK)KURALLARI / Görgü Kuralları

8

RİSALE-İ NUR'DA RAMAZAN

9

ÖLÜMÜN HİSSİYATINDA

10

BİR SEÇİM, BİR HİKAYE

11 İLİM VE İNSAN
12

İNSANIN BİRİNCİ ÖĞRETMENİ ANNESİDİR

13

BİR DOSTUN ARDINDAN...

14

HASBİHAL...

15

ORUCUN HİKMETİ NEDİR?...

16

DOĞUYA YOLCULUK-1...

17

GERÇEK VASİYET...

18

DOĞUYA YOLCULUK-2...

19

DOĞUYA SEYAHAT BİTERKEN...

20

SÖZÜN BİTTİĞİ AN...

   
Başa Dön