Abidin Sever

HAC İBADETİ

(...) Çoluk çocuğumuz bile bizim için bir imtihandır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır”(Enfal:8/28. Oğluna olan sevgin bile, seni deneme yoludur. Hz. İsmail’in sevgisi Hz. İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında onun tek zayıf yönü olmuştu bu. (...)
DEVAMI

 
Hulusi Kaya
  Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır

(...)Bununla birlikte Osman’lının hizmetleri de Kahireyi kuşatmış. Yapılan her eser ya onarılmış ya ilave edilmiş veya yeni yapılmış. El Ezher camisinden tutun da, Kahire kalesi dahil olmak üzere, Amr İbnul As cami gibi, Hz. Hüseyin Cami gibi kahire başyapıtlarında mutlaka izleri bulunuyor. Şimdi adım adım gezimizin detayları. (...)
DEVAMI

 
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
 
Arama Yap

Google



 
Hulusi Kaya'ın kaleminden

O K U M A K

Okumak sadece herhangi bir şey veya satıh üzerindeki yazıları göz gezdirip okumak mı? Yoksa onları beyin, göz, dil üçlüsü içerisinde mevcut yazıyı veya okunan şeyi değerlendirmek mi? Okunan yazılar, kitaplar ve değişik dokümanlardan , sadece dil ile okumakla neler kazanılır ki? Ben böyle bir okuyuşu her kes gibi eksik görüyorum. Çünkü okunan bir şey beyinden kalbe inmiyor. Sadece göz ve dil ikilisi arasında kalıyorsa, bu hemen yazıyı yazanlar için hem de okuyan kişi için acınacak bir durumdur.

Gerçi bir yazının okunması, ve yazılanların yaşanması, yüreğinin en ücra köşelerinde hissetmesi ve değerlendirmesi bir bakıma yazarın yazma gücüne bağlı ise de okuyan kişinin de içinde okuma hissi, onu anlama ve yaşama isteği olması gerekir. Ve yazılanlar ne kadar değerli olursa olsun, muhteviyatı ne kadara geniş olursa olsun, kişinin içinde okuma açlığı olmadıktan, o açlığı hissetmedikten sonra bir değeri kalmamaktadır.

Bu bakımdan kişi her zaman için gelecek adına ve yüreğindeki yeni yeni inkişaflar adına kendisini her zaman okumaya muhtaç hissetmesi gerekir. Yoksa insanlar kısır bir döngü içerisine girer ki, bu zalim bir ordunun yapabileceği en fazla kötülükten daha kötüdür. Düşünün, monoton ve aynı şeyleri yaşayıp duran, ilim adına irfan adına ve güzel ahlak adına daha doğrusu insanın fıtratında bulunan güzel düşünme ve güzel görme adına hiç bir gelişme kaydedemeyen kişi ne kadar bedbaht bir kişidir. Zaten yüce yaratıcı “siz değişmedikçe, .en sizi değiştirecek değilim” buyurmaktadır.

Değişmek bir bakıma sürekli bilgi kaynaklarından beslenmek, insanın muhtaç olduğu yeni yeni dini veya ilmi bilgileri öğrenmesi ile, okuması ile ve bizzat bunu hayatında tatbik etmesi ile olur. Yüreğinde bütün bu gelişmeleri yaşamakla olur. Sonsuzluğa açılmakla olur. Bir umman gibi gönlünü herkese açmakla olur. Yunus gibi herkesi sevmekle olur. Ve daha da önemlisi hoşgörü tohumlarını her tarafa ekmekle olur. Çünkü dünya bir ve bizler de dünyaya bir kez geldik. Mevcut durumu bir yandan dinimizin emrettiği şekilde öbür yandan, çağın bütün imkanlarından da yararlanarak değerlendirmek gerekir.

Bir ara askerde yazdığım günlüğüme şöyle bir not düşmüştüm “ARTIK HAYATIN NE KADAR KISA OLDUĞUNUN FARKINA VARDIM.. HAYAT BU KADAR KISA OLUNCA İNSANIN YAŞADIĞI HER YENİ GÜNE, İYİ ŞEYLERYLE, OLUMLU ŞEYLERLE DAMGASINI VURMASI VE BİRŞEYLER YAPMASI GEREKİYOR... HAYATI BÜTÜN BÜTÜN, DOLU DOLU YAŞAMAK GEREK SANIRIM. NETİCEDE GERİYE TEK BİR DOĞRU KALIYOR: “ DOSTLUKLAR, SADAKATLER İNSANLARA İYİ DAVRANMAK VE HOŞGÖRÜLÜ OLMAK DİNİMİZDE BUNU EMRETMİYOR MU ZATEN...08 ekim 1998 d.bakır..”

Evet sanırım haklıyım. İnsan dolu dolu yaşaması gerekiyor. Bu arada sadece yazılar mı okunur? Hayır.. Bence insana yönelik veya insana seslenen her şey okunur. Bir insanın siması, kainatın yaratılması, bağlar, bahçeler, kısaca bütün mevcudat, vuku bulan herhangi bir olay, kitaplar, yazıları barındıran her türlü nesneler, ve kısaca insana direk veya dolaylı yollardan hitap eden her şey okunur. Ama bunların en önemlisi galiba yüce yaratıcının gönderdiği semavi kitaplardır ki bunların en başında Yüce Kitabımız Kuranı Kerim gelmekte. Çünkü onların kaynağı semavidir. Yani Kadiri Mutlaktır, Yüceler Yücesi Allah’tır.

İnsan bazen bir takım insanlara gıpta eder. İmrenir... bu türü insanlar genellikle mesleğinde veya yaşadığı ortamlarda etkili olan insanlardır. Bir çoğu kitap yazmıştır. Siz o insanın normal hayatta nasıl olduğunu ve neler düşündüğünü veya kendi sahası ve mesleği ile ilgili hangi bilgilere, hangi canlı tecrübelere sahip olduğunu bilmek isterseniz mutlaka kitaplarını okuyunuz. Çünkü insan bir şeyler yazarken içindeki beynindeki bütün bilgileri seferber ediyor. Bir bakıma yıllarca uğraşa didişe öğrendikleri veya biriktirdikleri bilgileri bir an da kitabına aktarıyor. Bizler için hazır biçilmiş kaftan doğrusu bu. Bir ömür boyunca biriktirilmiş bilgiler iki kapak arasına yazılmış. O bilgilere o yazılar ulaşıp onu hayatına tatbik etmeyi kim istemez ki. Herkes ister doğrusu.

Bu bakımdan bütün kitaplar bütün yazılar öyledir. İnsanı yüreğinden beyninden ve yaşadığı ortamlardan, hayattan süzülen inci taneleridir. Her birisi bir ömür değerindedir. Tabi onu anlamak, yaşamak ve yaşatmak kaydıyla. Bizler kültürümüzün temel taşı yazarlarımıza, şairlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.

Hulusi Kaya (Din Görevlisi-Almanya) hulusi.kaya@hotmail.com

 Bu yazı 2738 defa okundu.
Önceki yazılar...
1

Güzel Düşünmek

2

Kurban bayramı ve fedakarlık

3

Okumak

4

Ben yazdım, peki ya siz?

5

DÜNYANIN EN GÜZEL KÖYÜ : “BOZKANDAK”

6

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (1)

7

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (2)

8

DİYAR-I ENDÜLÜS(İSPANYA GEZİSİ-2008)

9

Bir Eylül... Her Eylül

10

SURİYE GEZİSİ

11

Bayram Güzellikleri

12

GEÇMİŞİMİZ VE TARİHİMİZ

13

İNCE BİR ÇİZGİ...

14

Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır.

   
Başa Dön