Abidin Sever

HAC İBADETİ

(...) Çoluk çocuğumuz bile bizim için bir imtihandır. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır”(Enfal:8/28. Oğluna olan sevgin bile, seni deneme yoludur. Hz. İsmail’in sevgisi Hz. İbrahim için bir imtihandı; şeytanla karşılaşmalarında onun tek zayıf yönü olmuştu bu. (...)
DEVAMI

 
Hulusi Kaya
  Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır

(...)Bununla birlikte Osman’lının hizmetleri de Kahireyi kuşatmış. Yapılan her eser ya onarılmış ya ilave edilmiş veya yeni yapılmış. El Ezher camisinden tutun da, Kahire kalesi dahil olmak üzere, Amr İbnul As cami gibi, Hz. Hüseyin Cami gibi kahire başyapıtlarında mutlaka izleri bulunuyor. Şimdi adım adım gezimizin detayları. (...)
DEVAMI

 
 
 
ÖNEMLİ LİNKLER
 
Arama Yap

Google



 
Hulusi Kaya'ın kaleminden

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (1)

Bazı makamlar vardır. Erişilmez. Ne yapsan yap, hangi çabayı ortaya koyarsan koy erişilmesi mümkün değildir.. Yüceler Yücesinin takdir etmesi gerekir ilkin. Sonrada o makama layık olmak yani liyakat kazanmak lazım gelir. Peygamberlik gibi, şehitlik gibi..

Birde başka bir makam var. Yine ötelerden gelen bir makam. Bir sıfat belki.. Ancak Allahın takdir etmesi ve O’nun rıza göstermesi ile gelinebilecek bir makam bir sıfat.

Bu da “Allahın Misafiri” olma makamı veya sıfatı. Bu sıfata da ancak Allahın Evine vardığımız zaman kazanırız. Takdir edersiniz ki bu da ancak Allahın istemesi ile olur kısaca Allahın nasip etmesiyle..

Allahın evi Kabedir. Beytullah’tır. Mekkede Mescidi Haram’daki Kabe. Hani Hz. İbrahimin bir tepenin üzerine çıkıp bütün insanları ziyarete çağırdığı yeryüzünün ilk Kutsal Mabedi.

Bütün Peygamberlerin (As) ayaklarının izlerinin bulunduğu yer, gözlerinin izlerinin bulunduğu yer, ve milyarlarca insanın her yıl aynı zaman ve mekanda toplu halde çehresinin çevrildiği yer.

İşte Kabeye varmakla kişi normal sıfatından ayrılır ve “Duyufurrahman” Allahın misafiri makamına, sıfatına erişir, nail olur.

Artık isimler önemli değildir. Cisimler, renkler, ırklar ve neredenler ve niçinler önemli değildir. Herkesin ortak bir adı vardır artık o kutsal diyarlarda oda “Allahın Misafiri”dir.

Bir İslam Alimi şöyle der “Allahı bulan, bütün dünyayı kaybetse ne çıkar. Ve Allahı kaybeden bütün dünyayı bulsa, kazansa ne çıkar, ne önemi var”. Ne kadar doğru bir tespit.

Ve bende şöyle diyorum, bir insan Allahın Misafiri oldu ise artık dünyadaki bütün sıfatlardan tenzili rütbe olsa sıyrılsa veya elinden alınsa ne çıkar ki.. Zaten her bir şeyin, dünyanın ve dünyadaki bütün makam ve mevkilerin de sahibi olan Kadiri Zülcelal, ona “misafirim” demiş, onu o sıfata layık görmüş, kısaca Lebbeyk diyen o insana, O’da buyur kulum demişse varsın bütün makamlardan beri olsun, sıyrılsın yani, elinden alınsın ne çıkar.

Öyle diyor Efendimiz (sav) : “"Hacı, Allah'ın misafiridir, dileklerini verir, dualarını kabul eder". Ne güzel O’nun misafiri olmak ve ne güzel O’nun bahşettiği nimetlerle birlikte O kutsal diyarlara yolculuk etmek..

Ne güzel O kutsal çağrıya uyarak dillerde “lebbeyk” kelimesini destanlaştırmak. Ve ne güzel vakit geçirmeden Arafatta mahşerin provasını yapıp bütün günahlardan arınmak.. ve ne güzel “annesinden doğduğu günkü gibi olur” müjdesine nail olmak.

Birde bu müjdeyi veren, bizlere tebliği eden Efendimizin huzuruna varmak var. “vefatımdan sonra ziyaret eden sağlığımda ziyaret etmiş gibidir” buyururken bunu o kadar iyi anlar ve yaşarsınız ki, daha Medinenin dışında bile sizi “Efendimizin değerli misafirleri hoş geldiniz” levhası ile karşılar. Ve o kutlu şehir Medinin bütün ufkunda O’nun ruhaniyetini görür ve iliklerinize kadar hissedersiniz.

Bu hisler ravzanın altında ona selam verince zirveye çıkar. Çıkar da artık kendinizden geçer ve dilinizden hiçbir nağme dökülmezse bile edepten, O sizin halinizden anlar ve “Aşkın ile aşıklar yansın Yarasulallah” diyerek büyüdüğünüzü bilir. “gül yüzünü rüyamızda görelim Yarasulallah” diye şakıdığınızı bilir. Bilir de sevinir getirmiş olduğunuz hediyelere salavatı Şerifelere ve verdiğiniz müjdelere.. hissetmeseniz bile bir ipeksi dokunuş saçlarınızın arasında kaküllerinizde olacağı mutlaktır artık..

Yüce Allah, başta gitmeyenleri, ardından tekrar gitmek isteyenleri Kendisine ve Sevgili Peygamberimize Misafir eylesin. Ve rahmetinden bizleri mahrum etmesin.

Not: Nasip olursa bu sene de o diyarlara yolculuk var. Aralık ayının ilk haftası Almanya Stuttgart bölgesinden Görevli olarak hacılarımızın başında O diyarlara gitmek ve o sıfatlara nail olmak inşallah yeniden layık olacağız. Bu vesile bütün köylülerimizin, tanıdık tanımadık herkesin selamını üzerime alarak bu yolculuğa çıkmak, en güzel bir şekle bu görevi yerine getirmek istiyorum.. Hakkınızı helal edin, ben helal ettim. Arafat ve Haremeyn de dualarımızdasınız.

23 kasım 2007, cuma
Hulusi KAYA – Stuttgart-Waiblingen,
hulusi.kaya@hotmail.com


 Bu yazı 5455 defa okundu.
Önceki yazılar...
1

Güzel Düşünmek

2

Kurban bayramı ve fedakarlık

3

Okumak

4

Ben yazdım, peki ya siz?

5

DÜNYANIN EN GÜZEL KÖYÜ : “BOZKANDAK”

6

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (1)

7

DUYUFUR RAHMAN (ALLAH'IN MİSAFİRLERİ) – (2)

8

DİYAR-I ENDÜLÜS(İSPANYA GEZİSİ-2008)

9

Bir Eylül... Her Eylül

10

SURİYE GEZİSİ

11

Bayram Güzellikleri

12

GEÇMİŞİMİZ VE TARİHİMİZ

13

İNCE BİR ÇİZGİ...

14

Binlerce yıl Tarihe tanıklık eden Ülke: Mısır.

   
Başa Dön